20. yüzyılın ikinci yarısında makine imalatlarında ve endüstriyel uygulamalarda hidrolik sistemi yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bunun nedeni kuvvet ve hareketleri sürtünme sistemlerine göre daha kolay ve verimli olarak iletmesidir. Günümüzde otomobillerde de bu sisteme sıklıkla rastlanılmaktadır.
Hidrolik kelimesinin anlamı Latince su anlamına gelen ‘hydor’ kelimesinden türetilmiştir. Bunun nedeni akışkanların mekanik özelliklerini inceleyen bir bilim dalı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sistemde sıkıştırılamayan akışkanlar kullanılmaktadır. Elde edilen basınçlı akışkan yardımıyla hareketlerin ve kuvvetlerin üretilmesini sağlamaktadır.
Bu sistem bir mekanizmayı basınçlı akışkan gücün iletimi ile çalıştıran elemanlardan oluşmaktadır.
Sistemde bulunan pompa yağı depodan emer ve sisteme etki basıncı ile gönderir. Basınç istenen değerden yüksek ise depoya geri döner. Bu sayede sistem güvenle çalışır. Pompa tarafından yağ yön kontrol valfine gönderilir. Daha sonra silindir, motor gibi kullanıcı elemanlara yönlendirilir. Yağ akış debisi ve basıncı sayesinde ilgili makine çalışır. Makinenin hızı yağın debi ayarı ile değiştirilebilmektedir. Aynı zamanda makinenin ileri geri hareketini sağlamak için yağın gidiş / dönüş yolları yön kontrol valfi tarafından değiştirilmektedir.
Akışkan maddeler sıkıştırılabilen maddeler değildir. Bu sayede büyük hidrolik sistemler büyük güçlerin elde edilmesini sağlarlar. Hava ve aynı zamanda gazlar sıkıştırılabilen maddeler oldukları için büyük kuvvetlerin üretilmesinde tercih edilmezler.
Yüksek güç yoğunluğunun elde edilmesi için kullanılmaktadır. Özellikle ekskavatör gibi mobil ekipmanlarda ve preslerde kullanılan bir sistemdir. Aynı zamanda rüzgar türbinlerinde eğim ve fren kontrolü için de bu sistem kullanılmaktadır.
Bu sistemlerde genellikle su ya da yağ kullanılmaktadır. Ancak metal yüzeylerde pas oluşmasına neden olduğu için suyun kullanım alanı oldukça azdır. Bu nedenle akışkan olarak sıklıkla madensel yağlar kullanılmaktadır.
Bu sistem çeşitli parçalardan oluşmaktadır: